Korku ve Gerilim

 



           ''GERİLİM VE KORKU BENİM TARZIM'' DİYENLERE...


Arkadaş ortamlarındayken veya tek başınızayken korku-gerilim filmleri izlemekten ve birbirinize korku hikayeleri anlatmaktan hoşlanıyorsanız bu hikayeler tam size göre! Okuduğunuzda tüylerinizi ürpertecek korku hikayelerinin ve koltuğunuzda kaskatı kesileceğiniz gerilim kovalamacalarının  tamamı Şehit Engin Yalçın Mesleki ve Teknik Amadolu Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Mustafa Kemal BÜTÜNER tarafından sizler için özenle seçildi. 






1- Ayaşlı İle Kiracıları - Memduh Şevket ESENDAL
Memduh Şevket Esendal Bütün Eserleri' dizisinin ilk kitabı olan 'Ayaşlı ile Kiracıları', yazarın en önemli yapıtlarından biridir. Memduh Şevket Esendal, cumhuriyetin ilk yıllarındaki Ankara'dan bir kesit sunar. Eğitimleri, uğraşları, dünya görüşleri farklı insanların ilişkilerini büyük bir ustalıkla sergiler; onların kişiliklerinde, dönemin bütün özelliklerini yansıtır. 
Memduh Şevket Esendal, Ayaşlı ile Kiracıları'nda olduğu gibi diğer romanlarında ve öykülerinde de, bireysel öğelerden bir bütüne ulaşmanın en güzel örneğini verir. Yalın ve akıcı bir dili vardır.
 Haklı olarak yazın tarihimizde önemli bir yer edinmiştir.






2- Babalar ve Oğullar - İvan TURGENYEV
Eski nesille, nihilist gençlik arasındaki kuşak çatışmasını anlatan Babalar ve Oğullar, Rusya’nın çalkantılı bir dönemine Bazarov karakteriyle mercek tutuyor. Genç Arkadiy Petroviç’in babası, okulunu bitirip dönen naif oğlunu tanıyamaz: Beraberinde getirdiği arkadaşı, yerleşik prensipleri, otoriteyi ve inançları tamamen reddeden genç Bazarov, oğlunun aklını kendi sapkın fikirleriyle zehirlemiştir. 
1862 yılında yayımlandığında Rus okurları ve eleştirmenleri derinden sarsan Babalar ve Oğullar’da Turgenyev, edebiyatta sık sık karşımıza çıkan “öfkeli genç adam”ların olağanüstü bir erken örneğini Bazarov ile yaratıyor.





3- Cemo - Kemal BİLBAŞAR
Cumhuriyet'in ilk yılları... Doğu Anadolu'nun yaman coğrafyasında, aman vermez havasında, binbir oyunuyla insanı coşturan, yoran doğasında yaşayan bir söylence Cemo. Kömür gözleri ocak alevi gibi yanan, kara saçları gök ışıltıları taşıyan çatıldığında hançere dönüşen kaşlarıyla yürek yakan Cemo. Başı eğdirilemeyen, Nuh dedi mi Peygamber demeyen Cemo, insanlarına da, hayatına da dişiyle tırnağıyla sahip çıkan yiğit bir kadın. Doğu Anadolu'da bir masal gibi geçen hayatıyla edebiyatımızın simge isimlerinden biri. Kemal Bilbaşar'ın ağalık düzenindeki insanları, aşiret törelerini, inançlarını, yaşama biçimlerini olanca gerçekliğiyle yansıtan bir dille yazdığı Cemo, unutulmaz roman kahramanları arasında yer almış biri. 






4- Çanlar Kimin İçin Çalıyor - Ernest HEMİNGWAY
Bir savaş romanı olarak dikkat çeken “Çanlar Kimin İçin Çalıyor”, Hemingway’in 1940 yılında yayımlanan acıyı ve aşkı güzel bir şekilde harmanlandığı en popüler eserlerinden biridir. Bir gazeteci ve yazar olarak katıldığı İspanya iç savaşında bizzat kendi gözlemlerini anlattığı bu roman, savaşın anlamsızlığını ve kaybettirdiklerini de gözler önüne seriyor. Savaşın ne kadar gereksiz olduğunu bize sorgulatan eser, idealleri uğruna ölmeyi göze alan insanların duygularını da bize başarılı bir şekilde yansıtıyor. Pek çok dile çevrilen, film uyarlaması bile bulunan “Çanlar Kimin İçin Çalıyor” romanını henüz keşfetmediyseniz okuma listenizde bu muhteşem romana da yer açmaya ne dersiniz? 




    5- Suç ve Ceza - DOSTOYEVSKİ
Tüm zamanların en çok konuşulan romanlarından Suç ve Ceza, psikolojik derinliği ve topluma tuttuğu aynayla gündemde kalmaya devam ediyor. St. Petersburg’dan dünyaya yayılan, hatta sınırlarını edebiyatın dışına çıkararak tartışma platformlarına ve sinema festivallerine taşıyan bu yapıt, tekrar tekrar okunmaya ve konuşulmaya değer!
Dünyanın en büyük yazarlarından kabul edilen Rus Yazar Fyodor Mihayloviç Dostoyevski’nin 1866’da yayımlanan ölümsüz eseri Suç ve Ceza, tüm insanlığı kavrayan bir öyküye sahip. Aklın, inancın ve eylemlerin vicdan ile muhakemesini tüm çıplaklığıyla yansıtan eser, sizi hem suçlu hem yargıç olduğunuz 705 sayfalık bir soruşturmanın içine çekiyor.





    6-Karamazov Kardeşler - DOSTOYEVSKİ
Dostoyevski'nin yaşam birikiminin tümünü ve sanat gücünün doruğunu içeren bu roman, gerçekte insanı insan yapan ne varsa, onlara adanmış bir destan niteliğini taşır. Yazar, hiçbir romanında "Karamazov Kardeşler"de olduğu denli insan ruhuna inmemiş, insanoğlunu bu denli kesitler biçiminde, içgüdülerinin ve istencinin tüm görünümüyle sergilenmiştir. 
Bir aileyi konu alan ve bir felaketler zinciri olarak gelişen olay örgüsü, bireysel öğelerin yanı sıra, ondokuzuncu yüzyılın ikinci yarısındaki Rus toplumunu da geçirdiği sarsıntıların tümüyle, dünya edebiyatında bir eşi daha bulunmayan bir sanat aynasından yansıtır.







    7- Moby Dick - Herman MELVİLLE
“Pequod adlı bir balina gemisinin son yolculuğunu, balinaların nasıl avlandıklarını, geminin sonunda nasıl battığını anlatan Moby Dick, ilk bakışta denizlerde geçen bir serüven romanı sayılabilir. Ne var ki insan Moby Dick’i okudukça, okuduklarını düşündükçe, kitabın derinliğini, gerçek anlamını sezmeye başlar. Bu derinliği, bu gerçek anlamı sezmeyenler ise, balina avıyla ilgili, heyecanlı bir öykü olarak, gene de Moby Dick’in pekala keyfini çıkarabilirler.”
Hem yazın tarihinin başyapıtlarından hem de Amerikan edebiyatının en büyük klasiklerinden biri kabul edilen Moby Dick, bir yanıyla çılgınca saplantılı bir adamın deniz kadar büyük, deniz kadar tehlikeli, bir bilinmeze karşı yürüttüğü kötücül savaşın hikayesidir.






8- Yüzbaşının Kızı - PUŞKİN
Yüzbaşının Kızı, modern Rus edebiyatının kurucu figürlerinden Puşkin'in belgesel gerçekçilik konusundaki mahareti ile kişisel öykülere açılan hayal gücü zenginliğini benzersiz bir şekilde birleştiren, eşine az rastlanır bir tarihsel roman. Pyotr Grinyov, 17 yaşına geldiğinde, emekli bir asker olan babasının ısrarıyla askerliğini yapmak için Orenburg'a gönderilir ve burada ayaklanma başlar. Yüzbaşının Kızı, geleneğin erken döneminde Puşkin'in tarihsel romana kattığı simetri, denge ve ikna edicilik ilkelerinin hayatiyetini gösteren, çarpıcı bir anlatı.Rus nesrini yarattığı öykülerden biridir. Bu nesnel, berrak, yapmacıksız ve vurucu anlatı ancak Puşkin gibi gerçek bir şairin elinden çıkabilirdi."




   9- Bab-ı Esrar - Ahmet ÜMİT
Kayıp babasıyla doğacak çocuğu arasında kalmış bir kadın... Hayatın anlamını arayan bir insan: Karen Kimya... Kapıları sırlara açılan bir kent... Sırların mucizelere dönüştüğü geceler. Mucizelerin hakikat sayıldığı zamanlar... Yedi yüz yıl öncesinden gelen bir fısıltı. Günümüzden yedi yüz küsur yıl öncesine uzanan gerilim dolu, heyecan yüklü, mistik bir serüven...
Bab-ı Esrar sadece bir gerilim romanı değil, aynı zamanda bir sırlar kitabı. Fantastik öğeleri kullanarak çok katmanlı bir dil yaratan Ahmet Ümit bu yapıtında Mevlevilik temelinde din ve inanç üzerine ilginç sorular soruyor. Din ile aşk arasında, inanç ile sevda arasındaki ilişkiyi bambaşka bir açıdan gözlerimizin önüne seriyor.

Yorumlar

Yorum Gönder